AYASOFYA KAÇ PARADIR?

-



AYASOFYA  KAÇ PARADIR?
Rehberlik hayatımın en zor sorusuydu. 1993 yılında Gemi ile İstanbul’a gelmiş bir Alman gruba (Courtial Reisen) harıl harıl Ayasofyayı anlatıyordum. Grubu bir kaç gün önce Efes’te gezdirdiğim için birbirimize aşinaydık. Ayasofya’nın tarihini ve yapım sürecini bahçede anlatmış grubu içeride göreceği muhteşem resime hazırlamıştım. Ana girişten geçerek binanın ortasına yürürken, yerdeki mermelere, Mimber , mihrap ve Allahın, Peygamber efendimizin ve torunlarının ve dört halifenin isimlerinin olduğu devasa tablolara, kenarlardaki sütunlara ve nihayet tavandaki mozaiklere dikkat çekerek binanın tam ortasında durup, misafirlerin hafifçe dizlerini kırarak kubbeye konsantre olmalarını söyledim. Dünyanın sayılı çatılarından biri olan ve gökyüzünden aşağı salınmış gibi duran kubbeden süzüle süzüle aşağıya doğru inerken, duvarlardaki mozaiklerin birçoğunun altın ile kaplanmış ve çok değerli olduklarını tekrar tekrar anlattım. Misaifrler nutku tutulmuş bir şekilde binayı incelerken, bir misafir sessizliği bozdu:
“Ayosofya kaç paradır?“
Anlamadım demeğe getirdiğim bir şeyler geveledim, turist bu sorar ...ama bende İlk defa böyle bir soru duymuştum. Acaba gerçekten neyi bilmek istemişti misafir? 
“Bu bina kaç para paradır, değeri nedir?” diye tekrarlayınca,
 Manevi değeri böyleyisine yüksek ve tanımlamaz bir eserin maddi olarak karşılığının bilinmesinin neredeyse mümkün olmadığını, 1500 yıllık  tarihi bir eserin Paha biçilmez olduğunu anlattım.
Misafir ikna oldu mu bilmiyorum...
Ama bu Ayasofyanın pahabiçilmez olduğu gerçeğini değiştirmezdi...
Ayasofya tartışmalarının alevlendiği şu günlerde böylesine değerli ve kıymetli bir eserin sahibi olduğumuzu unutarak kısır tartışmalara taşırken bu gerçeği gözardı etmeyelim.
Ayasofya ülkemizin paha biçilmez bir değeridir.... 


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

-
Resim
  REHBERLER VAR OLMA MÜCAEDELESİ VERİYOR 2023 yılı Turist rehberleri için buruk bir yıl olmuştu. Yılın hemen başında   6 Şubat günü yaşadığımız Kahramanmaraş   depreminde eğitim gezisinde olan 31 Rehberimiz İsias otelinin enkazında hayatını kaybetti. Bu, Rehberlik tarihinin en büyük kaybı idi. Adıyaman enkazından yükselen dumanlar hala rehberlerin burnunu sızlatır. 2024 yılı da rehberlerin hatıralarında pek iyi   bir iz bırakmadı. Yılın hemen başında 6326 sayılı Turist Rehberliği meslek kanununda birtakım değişiklikler yapılması gündeme gelmiş , ancak   mesleğe zarar vereceği endişesi ile  rehberlerin itirazına neden olmuştu. Buradaki bir kaç madde yeni sorunlar yaratabilecek boşluklar içerdiği için revize edilmesi öngörülmüştü. Özellikle Rehberlerin yabancı dil bilmesi şartının kaldırılması, otobüste profesyonel rehber bulundurma zorunluğunun geçerliğini yitirmesi, her şehirde birden fazla rehber odasının açılabilmesi, sanat tarihi ve arkeoloji me...
Devamı
-
Resim
  GAZZE RİVİERASI Amerika’nın 15 günlük yeni başkanı neredeyse her gün ‘yok artık’ dedirtecek yeni bir şey yumurtluyor. Grönland, Panama Kanalı, Kanada başlıcaları… Şimdi de kafayı Filistinlilere taktı. Hafta başında yaptığı basın toplantısında buna dair düşüncelerini bir proje olarak dünyaya duyurdu. Gazze’deki Filistinlileri başka ülkelere göndererek, Gazze’yi ‘ Ortaoğu’nun Rivierası’ yapacağını söyledi. 35 yıllık turizm hayatımda duyduğum en berbat projeyi , sizler de benim gibi büyük bir şaşkınlık ve ürperti içinde izlemişsinizdir. Kulaklarıma inanamadım, defalarca okudum. Böylesine gaddar bir projeyi mazlum bir ülkeye dayatmak, bunu yaparken de turizmin en cazip kelimesi ‘Riviera’ yı kullanmak iğrenç ötesi değil de nedir? Amaç yaklaşık 2,5 milyon Filistinli’yi ‘ yeniden inşa’ bahanesi ile ülkesinden sürüp, uğruna 50 bin kişinin öldüğü o topraklara çökmek. Dünya kamuoyunun aklı selim insanları bunu düpedüz bir çeşit   ‘ etnik temizlik’ olarak yorumlarken, insa...
Devamı
-
Resim
  MÜZE MESELES İ Günlerdir kamuoyunu me ş gul eden ve bir oraya bir buraya ç eki ş tirilen Antalya M ü zesi ’ nin y ı k ı larak yeniden yap ı lmas ı konusu, son g ü nlerde giderek magazinle ş mi ş , tats ı z ve anlams ı z bir hal alm ış t ı r. Konuya dair farkl ı fikirlerin olmas ı kadar do ğ al bir durum olamaz. Ancak Antalya i ç in bir araya gelerek en do ğ ru karar ı almak yerine, taraflar aras ı nda diyalog yollar ı n ı n kapal ı olmas ı , konunun amac ı ndan sapmas ı na ve farkl ı boyutlara ç ekilmesine neden olmaktad ı r. Y ı k ı ma kar şı ç ı kanlar “ istemez ü k çü ler ” , y ı k ı m ı her ş eye ra ğ men ger ç ekle ş tirmek isteyenler ise “ dinlemez ü k çü ler ” olarak birbirlerine g ö ndermelerde bulunurken, iki g ü n ö nce m ü zenin kap ı s ı na kilit vurularak y ı k ı ma dair ilk ad ı m at ı lm ış oldu.   1988 y ı l ı ndan beri y ü zlerce kez turistlerle birlikte m ü zeyi gezmi ş eski bir profesyonel turist rehberi olarak, ş ahsen ç ok ö nemsedi ğ im...
Devamı